
William Golding’in unutulmaz romanı Sineklerin Tanrısı, insan doğasının karanlık yüzünü ve medeniyetin kırılganlığını çarpıcı bir şekilde ele alıyor. Roman, II. Dünya Savaşı sırasında bir uçak kazası sonucu ıssız bir adaya düşen bir grup İngiliz öğrencinin hayatta kalma mücadelesini konu ediniyor. Başlangıçta Ralph ve akıllı dostu Piggy, iletişim aracı olarak kullandıkları “konuk kabuğu” ile düzen ve iş birliği kurmaya çalışır. Ancak, avcılık tutkusuna kapılan Jack liderliğindeki diğer çocuklar, giderek vahşileşerek korku ve şiddet dolu bir kabusa sürüklenir.
Adadaki gerilim, yanlış anlaşılmalar ve “canavar” korkusuyla tetiklenen olaylar, masumiyetin kaybına ve trajedilere yol açar. Golding, medeniyet ile vahşet arasındaki çatışmayı sembolik karakterler ve sahnelerle (ateşin söndürülmesi, Simon’ın ölümü, Piggy’nin yok oluşu) vurgular. Roman, insanın içindeki kötülüğün toplum kuralları olmadan nasıl açığa çıktığını gösterirken, iktidar hırsı ve grup psikolojisinin tehlikelerine dair eleştirel bir bakış sunar.
Sineklerin Tanrısı Alıntılar
Nereye gideceğimizi belki biliyorlar, belki de bilmiyorlardı. Ama nerede olduğumuzu bilmiyorlar; çünkü biz gideceğimiz yere varamadık. (s.35)
Ayrı ayrı yaşantıları, ayrı ayrı duyguları olan iki kıta gibiydiler; bir ilişki kurulamıyordu aralarında. (s.62)
Her yolu kendin bulmak zorunda olduğun ve çoğu zaman ayağını nereye bastığına dikkat etmen gerektiği böyle bir yerde yaşamanın, onu ne denli bezdirdiğini anlayıvermişti. (s.89)
Düşüncelerini dile getirecek sözcüklerden yoksun olduğu için, belli belirsiz kalan, bir yığın karmakarışık düşüncelere daldı. (s.89)
Dünya, ne olduğu bilinen dünya, yasalara uyan dünya, kaymak üzereydi. (s.107)
Her şey iyiydi eskiden; güler yüzlü ve dostçaydı her şey. (s.135)
En büyük düşünceler, en basit olanlarıdır. (s.158)
Bilinen ama söylenemeyenlerin ağırlığı çökmüştü havaya. (s.193)
Uykunun ne denli hızlı geldiğinin, kendi içindeki karanlık bir yamaçtan aşağı onu nasıl yuvarlayıverdiğinin farkına bile varmadı. (s.235)
Sonsöz Alıntısı
Çocukların tertemiz birer melek oldukları konusunda, yanlış olduğu kadar da yaygın bir inanç vardır. Oysa kendi çocukluğuna ve yakından tanıdığı çocuklara duygusallıktan arınmış gerçekçi bir gözle bakabilenler, çocukların küçük birer melek değil, tıpkı yetişkinler gibi birer insan olduğunu bilirler. İnsanlarda ise, ister büyük ister küçük olsunlar, hem iyi hem de kötü içgüdüler vardır. (s.259)
William Golding, Sineklerin Tanrısı‘nda medeniyetin ince bir kabuk olduğunu vurgular. Çocukların adadaki çöküşü, insan doğasının derinlerinde yatan bencillik ve şiddet eğilimini sembolize eder. “Sineklerin Tanrısı” figürü, bu içsel karanlığın somutlaşmış hâlidir. Günlük hayatta hiç aklınıza gelmeyecek bu yaklaşım Sineklerin Tanrısı kitabı sayesinde aklınızın bir köşesinde yer ediniyor.
Siz de yorumlarda Sineklerin Tanrısı alıntıları paylaşabilir ve diğer okuyucuların bu kitap hakkında yeni bilgiler edinmesini sağlayabilirsiniz. Başka kitapların alıntıları için Alıntılar kategorimizi ziyaret etmenizi tavsiye ederiz. William Golding ile ilgili daha detaylı bilgi için bu sayfayı inceleyebilirsiniz.
Sineklerin Tanrısı

William Golding’in unutulmaz romanı Sineklerin Tanrısı, insan doğasının karanlık yüzünü ve medeniyetin kırılganlığını çarpıcı bir şekilde ele alıyor. Roman, II. Dünya Savaşı sırasında bir uçak kazası sonucu ıssız bir adaya düşen bir grup İngiliz öğrencinin hayatta kalma mücadelesini konu ediniyor. Başlangıçta Ralph ve akıllı dostu Piggy, iletişim aracı olarak kullandıkları “konuk kabuğu” ile düzen ve iş birliği kurmaya çalışır. Ancak, avcılık tutkusuna kapılan Jack liderliğindeki diğer çocuklar, giderek vahşileşerek korku ve şiddet dolu bir kabusa sürüklenir.
Link: https://www.iskultur.com.tr/sineklerin-tanrisi.aspx
Yazar: William Golding
Ad: Sineklerin Tanrısı
Url: https://www.iskultur.com.tr/sineklerin-tanrisi.aspx
Yazar: William Golding
ISBN: 9789754582901
Yayınlanma tarihi: 2008
Biçim: https://schema.org/Paperback
5
Medeni davranmanın her ortamda işe yaramayacağını gözümüze sokuyor. Ortama göre davranmak gerektiğini bu kitaptan öğrendim desem yeridir. Sineklerin Tanrısı uzun süre ertelediğim bir kitaptı ama okuduğuma değdi diyebilirim.