Alper Canıgüz’ün eşsiz kaleminden çıkan Oğullar ve Rencide Ruhlar, Türk edebiyatının en dikkat çekici eserlerinden biridir. Bu roman, beş yaşındaki bir çocuğun gözünden yetişkin dünyasını mizahi ve eleştirel bir üslupla ele alır. Oğullar ve Rencide Ruhlar, Alper Canıgüz’ün keskin zekası ve özgün anlatımıyla hem güldüren hem de düşündüren bir başyapıttır. Kitaptan alınmış alıntılar ve sözler, yazarın edebi yeteneğini ve mizah anlayışını gözler önüne serer. Bu yazıda, Oğullar ve Rencide Ruhlar kitabından en çarpıcı alıntıları ve Alper Canıgüz sözlerini sizler için derledik.
Oğullar ve Rencide Ruhlar, Alper Canıgüz’ün toplumun farklı kesimlerine dair gözlemlerini, bir çocuğun masumiyeti ve zekasıyla harmanlayarak sunduğu bir eserdir. Roman, çocukluk ile yetişkinlik arasındaki sınırları ustalıkla çizerken, insan doğasının karmaşık yönlerini mizahi bir dille ortaya koyar. Alper Canıgüz’ün akıcı ve sürprizlerle dolu üslubu, her sayfada okuyucuyu kendine çeker. Oğullar ve Rencide Ruhlar alıntıları, yazarın edebi dehasını ve eleştirel bakış açısını yansıtan en güzel örneklerdir. Bu alıntılar, hem Alper Canıgüz alıntıları arayanlar için hem de kitabı henüz keşfetmemiş okurlar için bir hazine niteliğindedir.
Oğullar ve Rencide Ruhlar Alıntılar
Beş yaş insanın en olgun çağıdır; sonra çürüme başlar. (s.7)
Nedense evdeki tüm ilaçları yutup kendimi öldüreceğim gibi tuhaf bir düşünceye kapılmıştı. Oysa kim böyle bir salaklık yapar ki? Kendini camdan aşağı atmak varken. (s.11)
-“Söyle bakalım küçük, ne yapmayı düşünüyorsun büyüyünce?”
-“Cehennemde çiçeklendirme yapmayı düşünüyorum.”
(s.13)
Bana karşı çıkmak istediğini fark edebiliyordum ama zavallıcık küçük bilgi dağarcığı içinde bunun için gereken malzemeleri bulamıyordu bir türlü. (s.15)
-“Sana ne lan. Avukatı mısın?”
+”Doğru bildiğim şeyi söylemek için kimseden para almam gerekmez.”
(s.19)
İşte nihayet benim de hayattan bir beklentim vardı. İyi bir orta bekliyordum hayattan. Şöyle gelişine vurabileceğim, kavisli bir orta.
(s.22)
Aslında hepimiz iyi oyunculardık ama ekip ruhumuz sıfırdı. (s.22)
Bizi mahveden her neyse annemin bu işe pek sevindiği belliydi. Üzüntü olmadan yaşayamaz annem. Felaketler onun yaşam kaynağıdır. Sanırım her şey yolunda giderken kendini gereksiz hissediyor. (s.26)
Gece hepimizi korkularımıza, acılarımıza daha bir yakınlaştırır. (s.29)
Okulda insanın asıl öğrenmesi istenen, anlatılan dersler değil ders anlatılırken susması gerektiğidir. (s.31)
İnsan bu hallere düştükten sonra aynaya nasıl bakardı ki? Yüzmilyonlarca insan nasıl bakıyorsa öyle herhalde. (s.41)
Sanki her şeyin mantıksızlığına kendini ikna edebilse, yaşananları gerçek olmaktan çıkarabilecekti. (s.53)
Russel Paradoksu bize her şeyin hiçbir şeyin içinde yer aldığını açıkça gösteriyor. (s.57)
“Ben pek uyuyabilecek gibi değilim ama sana iyi geceler,” dedi. Beş dakika sonra horluyordu. Çıkardığı gürültü o kadar fazlaydı ki, kendimi ölümün kardeşinin kollarına teslim edene kadar üç beş kere yastığını çekmem gerekti. (s.57)
Çok az konuşur, konuşurken de kendisini bunu yapmak zorunda bıraktıkları için insanlardan nefret ediyor gibi bir hava takınırdı. (s.59)
Gerçek acı sessizdir. Bir huzurevi gibi. (s.85)
Zamanında iyi insanlar var idiyse bile artık yeryüzünde onların genlerinden eser kalmamıştı. (s.97)
Kırk kapılı evde geçen o ünlü masaldaydım sanki ve işte asla açılmaması gereken kapı bölümüne gelmiştik. Bildiğiniz gibi birşeylerin olması için mutlaka müteşebbis ruhlu bir ahmağın bu kuralı çiğnemesi gerekir. (s.99)
Korkularının üstüne yürümelisin evlat. Huzuru ancak orada bulabilirsin. (s.116)
Adalet denen şey bir yalandan ibaretti. İnsanlar suç işledikleri için değil suç işlenmemesi gerektiği için cezalandırılıyordu. (s.118)
Güçlüler güçlerini korumak için gözlerini kırpmadan insanları harcıyor ve adına da toplum düzeni diyorlardı. (s.119)
İnsan zihnindeki iyi/kötü kategorilerini altüst etmek beyin yıkamanın birinci koşuludur. (s.120)
İnsan yüreği bir sarkaç gibidir işte böyle. İstediği noktaya ulaştığı anda tüm hızıyla tam tersi tarafa kaymaya başlar. (s.122)
Evimizin direği, döndüğünde karısının hâlâ yemek yemediğini anlasın da daha çok acı çeksin diye dokunulmamış bir halde bekleyen sofra, hazin bir manzara oluşturuyordu. (s.132)
Açının tesellisi acıdır. (s.146)
Bu kutlu haberin bizi böyle büyük bir sevince itmesinin nedenini alabilir miyim? (s.165)
Sabahtan akşama kadar dakika dakika ne yaşanacağını bildiğim kahredici bir düzene ihtiyacım vardı. (s.180)
Oğullar ve Rencide Ruhlar, Alper Canıgüz’ün Türk edebiyatına kazandırdığı unutulmaz bir eserdir. Kitaptan seçilen Oğullar ve Rencide Ruhlar alıntıları ve Alper Canıgüz sözleri, yazarın mizahi yeteneğini ve derin gözlem gücünü ortaya koyar. Bu alıntılar, okurlara hem keyifli bir deneyim sunar hem de hayata dair düşüncelere sevk eder. Oğullar ve Rencide Ruhlar, özgünlüğü ve etkileyiciliğiyle edebiyatseverlerin hafızasında yer etmeye devam edecek bir romandır.
Oğullar ve Rencide Ruhlar

Alper Canıgüz’ün eşsiz kaleminden çıkan Oğullar ve Rencide Ruhlar, Türk edebiyatının en dikkat çekici eserlerinden biridir. Bu roman, beş yaşındaki bir çocuğun gözünden yetişkin dünyasını mizahi ve eleştirel bir üslupla ele alır. Oğullar ve Rencide Ruhlar, Alper Canıgüz’ün keskin zekası ve özgün anlatımıyla hem güldüren hem de düşündüren bir başyapıttır. Kitaptan alınmış alıntılar ve sözler, yazarın edebi yeteneğini ve mizah anlayışını gözler önüne serer. Bu yazıda, Oğullar ve Rencide Ruhlar kitabından en çarpıcı alıntıları ve Alper Canıgüz sözlerini sizler için derledik.
Link: https://iletisim.com.tr/kitap/ogullar-ve-rencide-ruhlar/7771
Yazar: Alper Canıgüz
Ad: Oğullar ve Rencide Ruhlar
Url: https://iletisim.com.tr/kitap/ogullar-ve-rencide-ruhlar/7771
Yazar: Alper Canıgüz
ISBN: 9789750502057
Yayınlanma tarihi: 04/2020
Biçim: https://schema.org/Hardcover
4.5
Sitemizdeki Alper Canıgüz sayfasını ziyaret ederek yazarla ilgili diğer bilgilere ulaşabilirsiniz. Yeni yazılarımızı kaçırmamak için X hesabımızı ve Instagram hesabımızı takip edebilirsiniz.