Dune Sözleri ve Alıntıları

Kitap Vakti blogunda ara sıra okuduğum kitaplardan sevdiğim alıntıları da paylaşmayı planlıyorum. Bu seri için ilk seçtiğim kitap ise Frank Herbert tarafından yazılan Dune kitabı.

Bilimkurgu edebiyatının başyapıtlarından biri olan Dune, okuyucuyu çöl gezegeni Arrakis’e, çorak toprakların ve büyük güçlerin çatıştığı bir dünyaya davet ediyor. Atreides Hanedanı’nın genç varisi Paul Atreides, ailesiyle birlikte evrenin en değerli kaynağı olan “Baharat”ın çıkarıldığı Arrakis’e gönderilir. Ancak bu yeni dünyada onları suikastlar, ihanetler ve entrikalar beklemektedir. Paul, kendisini sadece bir hane savaşının değil, aynı zamanda kadim kehanetlerin tam ortasında bulur.

Dune, ekolojik temaları, din, politika ve insan doğasına dair derin sorgulamalarıyla okuyucuyu kendine çekiyor. Frank Herbert’in usta kalemiyle hayat bulan bu sürükleyici macera, bilimkurgu severlerin mutlaka okuması gereken bir klasik. Çölün kumlarında gizlenen sırlar ve Baharat’ın büyüsüyle şekillenen bu evren, okurlarını unutulmaz bir yolculuğa çıkaracak.

Not: Alıntıların sonunda yer alan sayfa bilgisi İthaki Yayınları tarafından yayınlanan Dune kitabında hangi sayfada yer aldığını belirtmektedir.

Dune Alıntılar

Korku katilidir aklın. Korku, mutlak yıkım getiren küçük ölümdür. (s.23)

Siyasette en dengesiz yapı üç ayaklı olandır. (s.43)

Boyun eğen hükmeder. Rüzgâra boyun eğen söğüt serpilip büyür ve sonunda söğütlerin sayısı öyle artar ki… rüzgâra karşı duvar olurlar. Söğüdün gayesi budur. (s.47)

Dünya dört şeyin üzerinde durur… Bilgelerin ilmi, yücelerin adaleti, haklıların duası ve yiğitlerin cesareti. (s.52)

Bir hükümdarın zorlamayı değil, ikna etmeyi öğrenmesi gerektiğini söyledi. En nitelikli insanları etrafında toplamak için en güzel kahve ocağını açması gerektiğini söyledi. (s.53)

Bir süreç onu durdurarak anlaşılamaz. İdrak sürecin akışıyla birlikte gerçekleşmeli, ona katılmalı ve onunla birlikte akmalıdır. (s.54)

Elinde ölüm taşıyan bir insanın karşısında asla gardını düşürme, oyun oynarken bile. (s.58)

İyi bakılmış bir meyve ağacıyım ben, diye düşündü. Duygularım, yeteneklerim bana aşılandı, geliştirildi… meyvelerimi başkası toplasın diye. (s.61)

Dilekler balık olsa, hepimiz ağ atardık. (s.62)

Tuzaktan sakınmanın ilk adımı, onun nerede olduğunu bilmektir. (s.71)

Zihin bedene emredince, beden itaat eder. Ama zihin kendi kendine emredince direnişle karşılaşır. (s.83)

Köksüz bitkiyi öldürmek ne kolaydır. Hele onu düşman bir toprağa ekersen. (s.96)

Muad’Dib’in öylesine çabuk öğrenmesinin sebebi, ilk eğitimini öğrenmek üzerine almış olmasıydı. (s.101)

Sonuna dek izlenen yol insanı hiçbir yere götürmez. Bir dağın gerçekten dağ olup olmadığını anlamak istiyorsanız, ona biraz tırmanmanız yeter. Dağın tepesine çıkarsanız dağı göremezsiniz. (s.106)

Bazı güzellikler tasvir edilemez. (s.148)

İnsanlar en çok cesur liderlerin peşinden gider. Bu yüzden cesur gibi davranıyorum. -Dük Leto (s.152)

Armağan, onu verenin lütfudur. (s.158)

Herkes içindeki derin sessizliği bastırmak için yüksek sesle konuşuyordu. (s.184)

Büyüme en az miktarda bulunan zaruri faktöre bağlıdır. Doğal olarak da büyüme hızını en elverişsiz koşul belirler. (s.196)

İnsan özünde mantıksız bir hayvandır. (s.216)

İnsan büyük stres altındayken gerçeği görür. (s.226)

İnsanlar ruhsal kaslarını geliştirmek için zor zamanlara ve sıkıntılara ihtiyaç duyar. (s.228)

İnsanlardan ayrılmak üzücüdür; mekânlarsa altı üstü mekândır. (s.265)

Zihnimizi durdurmaya istediğimiz kadar çalışalım, o yine de düşünmeyi sürdürüyor. -Jessica (s.266)

Elde etmenin de vakti vardır, yitirmenin de. Elde tutmanın da vakti vardır, bırakmanın da; sevginin de vakti vardır, nefretin de; savaşın da vakti vardır, barışın da. (s.270)

Karşılaştığın şeyi tanımaya hazır ol. (s.277)

Çünkü artık içimdeki keder tüm denizlerin kumundan daha ağır. (s.285)

Bu dünya içimi boşalttı, geride tek bir şey kaldı… en eski hedefim: yarını yaşamak. (s.285)

Kader kimseye ayrıcalık tanımaz. (s.293)

İnsan asla bir avcının tek hedefi olduğunu düşünmemeli. (s.298)

Zamanın görüş alanı geniştir, ama içinden geçerken zaman dar bir kapıya dönüşür. (s.302)

Plan yapmak yetmez; nasıl uygulanacağı da önemli. (s.309)

Planların içindeki planların içindeki planların içindeki planlar. (s.312)

Sadece gözlerine güvenirsen, diğer duyuların zayıflar. (s.314)

Nelerden tiksinirsiniz? Bir insanı gerçekten tanımak için bunlara bakmak gerekir. (s.318)

Bir şeyin yokluğu, varlığı kadar ölümcül olabilir. (s.323)

Hangi duyulardan yoksunuz ki, etrafımızdaki bir başka dünyayı göremiyor ve duyamıyoruz? (s.333)

Sürekli fedakârlık gerektiren, hırgürün eksik olmadığı bir evde yaşayacağıma, huzur içinde birkaç lokmaya talim etmeyi yeğlerim. (s.339)

Bana her ne yapıldıysa, buna ben de iştirak ettim. (s.349)

Taş da ağırdır, kum da; ama budalanın gazabı ikisinden de ağırdır. (s.351)

Zihin baskı altındayken pozitif veya negatif yöne gidebilir; açılabilir veya kapanabilir. Zihni bir spektrum olarak düşünün; negatif ucunda bilinçsizlik, pozitif ucundaysa hiperbilinç vardır. Zihnin baskı altında hangi yöne gideceğini belirleyen başlıca faktör, kişinin aldığı eğitimdir. (s.359)

Bir gezegenin asıl serveti onun toprağında yatar; önemli olan, medeniyetin temel kaynağı olan tarımın nasıl uygulandığıdır. (s.371)

Bir sistemin içindeki canlı sayısı arttıkça, canlılara elverişli yerlerin sayısı da doğru orantılı olarak artar. (s.372)

Avcı ölmüş avın peşinden koşmaz. (s.386)

Hatadan döndürülmek, cennetten gelen bir armağandır. (s.390)

Bir lider için önemli olan şey, onu neyin lider yaptığıdır. Onu lider yapan, halkının ihtiyaçlarıdır. (s.398)

Sanki ölüp dirilmiş, ama geri döndüğünü henüz tam olarak idrak edememişti. (s.405)

Hasmın senden korkmaya başlarsa, korkunun dizginleri ele almasını bekle… bırak iyice etki etsin. Hasmının korkusunun dehşete dönüşmesini bekle. Dehşete kapılan insan kendi kendisiyle savaşır. (s.414)

İlerleme fikri, bizi geleceğin dehşetinden koruyan bir koruma mekanizmasıdır. (s.436)

Sıradışı planlar bazen sıradışı tehlikeleri beraberinde getirir. (s.447)

İnsanı insanüstü kılan şey korkutucudur. (s.454)

Paul, “Böyle bir zamanda bile okullar açık mı?” diye sordu.
Harah’ın yüzünde ve sesinde hüzün belirdi: “Liet’in bize öğrettiklerini aktarmaya bir an bile ara veremeyiz.”
(s.467)

Azar azar ölmeyi kabul etmek, ölmekten daha kötüdür. (s.476)

İnsan az çok kendine eşit gördüğü kişilerle anlaşma yapar. (s.497)

Din ile siyaset aynı arabada gittiğinde, sürücüler karşılarında hiçbir şeyin duramayacağını sanır. Dümdüz gider, hızlandıkça hızlanırlar. Engelleri tamamen göz ardı eder, körlemesine gidenlerin uçurumu çok geç fark edeceğini unuturlar. (s.514)

Olabildiğince az emir ver. Bir konuda emir verirsen, artık o konuda hep emir vermelisin. (s.520)

Kanunlar ve görevler din çatısı altında birleştiğinde, insan asla tamamen bilinçli olamaz, asla kendinin tamamen bilincine varamaz. Asla tam bir birey olamaz. (s.548)

Öfkeli insan genellikle iç benliğinin sesine kulak tıkar. (s.569)

Vermek de almak kadar tehlikelidir. (s.595)

Bir şeyi yok edebilecek durumdaysan, onu gerçekten kontrol edebilirsin. (s.597)

En tehlikeli insanlar çaresiz olanlardır. (s.601)

Beni bir daha rahatsız edersen, bir daha asla rahatsız edemeyecek hale gelirsin. (s.618)

Muad’Dib’in karşısında İmparatorlar bile titrer, çünkü onda haklılığın gücü var. (s.618)

Güvenli yolları gören gözler sonsuza dek kapanır. (s.634)

İlk saniyelerini hasmını incelemekte kullan. Böylece başta bazı fırsatları kaçırsan bile zaferi garantilemiş olursun. (s.645)

Ekoloji bilmeyenlerin ekosistemle ilgili anlayamadıkları şey, onun bir sistem olduğudur. (s.663)

Bu sınıf için din, kitleleri oyalayıp pasifize etmekte kullanılan bir tür kukla oyuncuydu. (s.666)

Her insan, küçük bir savaştır. (s.673)

Dune alıntıları gibi kitap sözlerini okumayı seviyorsanız Alıntılar kategorimizdeki diğer yazılarımızı inceleyebilirsiniz. Yazıda bahsi geçen İthaki Yayınlarının yayınladığı Dune kitabıyla ilgili detaylar için buraya tıklayabilirsiniz. Dune serisinin devam kitaplarına ait alıntıları da ilerleyen zamanlarda paylaşmayı planlıyoruz. Sonraki yazılarımızda görüşmek üzere.

OKU  Sineklerin Tanrısı Sözleri ve Alıntıları
Dune

Kitap Vakti blogunda ara sıra okuduğum kitaplardan sevdiğim alıntıları da paylaşmayı planlıyorum. Bu seri için ilk seçtiğim kitap ise Frank Herbert tarafından yazılan Dune kitabı.

Link: https://www.ithakiyayingrubu.com/dune.aspx

Yazar: Frank Herbert

Ad: Dune

Url: https://www.ithakiyayingrubu.com/dune.aspx

Yazar: Frank Herbert

ISBN: 9786053754794

Yayınlanma tarihi: 2015-10-01

Biçim: https://schema.org/Paperback

Editörün değerlendirmesi:
5

“Dune Sözleri ve Alıntıları” üzerine 2 yorum

  1. Dune kitabını filminden sonra öğrendim ama bir çırpıda bitti gitti. Serinin kalan kitaplarını da yakın zamanda okuyup bitirmeyi iple çekiyorum 😊

    Yanıtla
  2. Dune alıntılarıyla ilgili yazınız hoşuma gitti. Benim de sevdiğim birçok alıntıya rastladım. Kitap incelemeleriyle ilgili de yazılarınız olacağını umuyorum. Dune inceleme yazısı da yayınlarsanız sizin görüşlerinizi de okumak isterim 🙂

    Yanıtla

Yorum yapın